evet müjde! sonunda! hatta insan cok sevdiginde sevgisinden korkar ya, öyle sacma, öyle gerzekce bir sevgi. sebebi olmasi gerekmeyen, insanin ba$inda kavak yelleri estiren bir a$k bu belli ki. i$in kötüsü insanlar habire "neden, niye, nesini sevdin ki?!" diyorlar durum böyle olunca. hayallerini, niyetlerini illa bir sebebe baglaman gerekiyor. bir de üstelik sanki sen hic dü$ünmemi$sin gibi "ama $u kusuru var, bu bilmemnesi var" diye, seni aslinda "yanli$larda" olduguna inandirmaya cali$iyorlar agiz birligi etmi$cesine. yahu sanki benim hic aklima gelmedi götümün buza yapi$acagi, belki gün boyu güne$i görmeyecegim. $u ya$ima gelmi$, bu kadar yer gezmi$, aha na bu kadar da kitap defter kari$tirmi$im, hayal gücüm hic fena degildir, üstelik kendimi de az cok tanirim. e bu durumda belli enlem boylamlarda ya$am neye benzeyebilir, nasil olur, ben ne yapabilirim, ne yapamam asagi yukari bir fikir var aklimda. "donarsin"larla, "depresyona girersin"lerle gelmeyin bana! hakikaten tüm bunlari bildigim halde hevesimden hicbir sey kaybetmeyisime de daha cok heyecanlaniyorum. cok da gecerli nedenlerim var aslinda, siz hic kafanizi takmayin. en önemlisi $unu rica ediyorum sizden, bir bakin bakalim onca yer gezdigim, bazilarina hasta olacak derecede bayildigim halde bugüne kadar size böyle bir kararla geldim mi acaba? demek ki benim de bildigim bir$eyler var.
evet bu kez gecerli nedenlerim oldugunu iddia ediyorum ama, az cok kendimi de tanirim dedim ya, her zaman böyle biraz, istedigini mantikli da mantiksiz da olsa yapan, ötesini berisini -pek dü$ünmeyen demeyelim ama- cok da takmayan bir ki$ilikle mücadele ettim. insanlar sorularla gelince onlari ikna edecek, veya en azindan cenelerini kapatacak bazi argümanlari öne sürüp i$in icinden siyrilma mekanizmasini iyiden iyiye geli$tirmi$im diyelim. evet bu itiraf biraz ayip oldu. ama ben de biliyorum ki, o istenen $ey elimden gelebilecekse ben de onu yapmadan rahat etmem. tabi bunlar hep sadece beni ilgilendiren mevzularda olsun isterdim ama annem, babam da elimden cok cektiler bilmiyor degilim.
neyse bunlari birakalim da asil meseleye gelelim: a$kim stockholm! isvec derdim ama cüretkar olur. henüz sadece stockholm'ü görmü$ olmak cok ileri gitmeye yeterli degil. evet hayatimdaki ikinci en önemli karari vermi$ bulunuyorum; mümkün olan en kisa zamanda ve en sorunsuz, en kaymak gibi geci$le stockholm'e ta$inmak. bunu nasil ve ne zaman becerecegim henüz cok net degil ama en iyi ihtimalle seneye bu zamanlar hazirlik yapiyor olmaliyim. okulumda önlisansi tamamlayip, yüksek lisansa orada devam etmek üzere ingilizce ögrenim yapan bir isvec üniversitesiyle temaslarda bulunmaliyim. bir yandan bir i$ veya staj ayarlayip bir sonraki dönemde de pilimi pirtimi toplamali ve almanya semalarina hoscakal demeliyim. bunlari da bu kadar ciddiyetle hepinize anlatiyorum ki -utanmasam yoldan gecenleri cevirip ben stockholm'e ta$iniyorum diyecegim- sonra tereddüt etme, vazgecme payim kalmasin.
"e ne var burada bu kadar da iki saattir cene yapiyorsun" diyenler tekrar ba$a dönsünler derim, ben orada neler gördügümü, nelere bayildigimi anlatayim azicik. aslinda bu da o kadar kolay degil cünkü cektigim yüzlerce resim bile benim stockholm'de gördüklerimi anlatmiyor.
ne gördüm ki ben sahiden? sularla cevrili bile degil, sularin icinde bir $ehir gördüm. abartayim da benim atlantis'im olsun. insan sevince ne salak oluyor degil mi? :) hep böyle biraz saf olmu$umdur annemin dedigi gibi. salak diyecekti kiyamiyordu kadin sanirim. neyse, ne diyordum? bir göl ve bir denizin bulu$tugu, birbirine kari$tigi bir $ehir stockholm. bu su miktari yetmiyormu$ gibi ye$ili ve yoku$u da bol! bir $ehirde olmasi gereken en önemli 3 özelligi aradan cikarttik yani. bakimsiz, döküntü binalar; görkemli, muhte$em binalar; modern binalar, cirkin binalar, acayip binalar.. hepsi var. sokaklarini ar$inlamaktan sikilmayacagim koccaman bir $ehir.
eh elbette orada bombo$ sokaklarda gezip, tek ba$ima takilmayacagim. 2 milyon da ev sahibim var. i$te bir ba$ka önemli faktör; büyük $ehir! insanlar güler yüzlü, muhabbet$inas. elbette denyosu, iti kopugu, hirsizi ugursuzu, o da degil, huysuzu, gerzegi vardir. nerede yok ki? hatta ben o kisa sürede rastlamami$ olsam da yabanci dü$manligi da cok derler. bilmedigim, görmedigim $ey degil, gec!
yahu bunlari anlatiyorum ama asil anlatacaklarimi dogru düzgün ifade edecegimden o kadar umutsuzum ki sanirim gelip görmeniz gerekecek stockholm'ü.
kücükken hayal edip, yapabilecegime hic inanmadigim bir $eyi yapabilecek miyim acaba? acaba her $ey kücükken okudugum, sonra artik aklim erdiginde annanemin bana tekrar hediye ettigi "bir siyah sacli kadinin gezi notlari"'yla mi ba$ladi?
hej!
3 yorum:
Ne diyelim Ranacim. Insan, icten ice, ayrildigi bir yere sonradan gittigi zaman bazi seylerin, kisilerin ayni olmasini istiyor, asiri bencil de olsa. Madem gonul bu, sevmis, soyleyecek soz yok. Yolun acik ola. :).
bunu sen ba$lattin efendi! :)
$aka maka zaten bunu kendi adima cok uzun vadeli bir plan olarak gördügüm icin tela$a mahal yok diyorum. bir yil, bir bucuk yil hic kisa degil. hatta senin icin bile almanya'nin önemi döneminin sonlari olacaktir diye tahmin ediyorum. (:
bir yerlerde yine bulusacagiz, ona da hic süphem yok.
Evet haklisin, engellenemez yaprak dökümünün baslangici gibi oldum.
Almanya'nin önemi dönemi Dortmund kalesi yikilmadikca bitmez Ranacim.:). Alisiriz buna da alisiriz.
Yorum Gönder