1 Haziran 2013 Cumartesi

yeni yayın, çünkü tv'de yayın yok..


ozan iki gün önce yine bir cemkirme seansimizda bana "blog yazsana sen" diye cikismisti. ben de "ne yazayim ulan? hayatta bir sey mi oluyor?" diye cevap vermistim. iste bugün cok sey oldu.

taksim gezi parki'nda baslayan direnis, hükümet toprak birakmamacasina satmaya basladigi vatani isgüzar polis araciligiyla kontrol etmeye calisinca cigrindan cikti. haksizliga, yüzsüzlüge, siddete simdilik bu kadar dayanabildik.

oturdugum yerden yapabildigim ancak haberleri takip etmek ve icimden gecenleri mümkün oldugunca cok insanla paylasmaya calismakti. icimden gecenler facebook'a da söyle yansidi:

"sevgili dostlarım,

biz bizeyiz. dünyanın neresinde, hangi görüşten, neye inanıyor olursak olalım türkiye umurumuzda. o yüzden sokakta, bilgisayar başında, telefonun bir ucundayız. kalbimiz ağzımızda.
bu kavga gezi parkının ağaçları için olmaktan çoktan çıktı. ağaçlar kıymetsiz olduğu için değil, insan daha kıymetli olduğu için. bu kavga bir avm'ye karşı değil, halkını umursamayan baskıcı bir hükümete karşı. bu kavga halkını yolsuzluğa, teröre, halkı koruması gereken polisin yine halka karşı kullandığı kontrolsüz gücüne, din istismarına, kendisinden farklı olana yabancılaşmaya, azınlıklara/kadınlara/çocuklara/güçsüz olan herkese karşı şiddete, eğitim ve sağlık hizmetlerinde halkı her adımda daha mağdur eden değişikliklere, kötü niyetli ve dış güdümlü dış politikaya mahkum eden bir hükümete karşı.

bu liste daha uzar giderken biz de bir bir bu listedekilerin üstünü çizeceğiz. bugün dilimizden düşmeyen vicdanımızı kullanma günü. bugün, yarın ve listedeki son maddenin üstü çizilene dek her gün."   olaylar ne kadar sürer, sonuclari ne olur, simdiden bir sey söylemek zor. umudumun ne oldugu da asikar. ama en birinci umudum kimsenin zarar görmemesi, o elleri kirilasica polisin bile. ne yazik ki mümkün degil.