eglence diye ben buna derim. dün aksam köln'de, mini mini bir klüpte, biz bize nasil eglendigimizden bahsediyorum. dün oi va voi'yi ilk kez canli izledim, kahpe kader bir terslik cikarmazsa son da olmaz. eglenmekle de kalmadik, ne kadar eglendigimizi grup elemanlarina bile gösterdik.
tabi emegi gecenleri de burada anmak isterim. sponsorumuz serdar konser biletlerini aldi ama son anda bir zamanlama talihsizligine kurban gitti, böylece en kisa zamanda bir oi va voi konserinde daha boy göstermemiz icin gecerli bir sebebimiz de oldu. anil bey & deniz hanim sagolsunlar (iki ki$ilik ismi olunca insan acaba az zamanda daha cok is mi yapiyor diye düsünüyorum bazen. kiz $izofren olacak:) getirdigimiz beyaz tisörtlerin üzerine grubun ismini yazabilmemiz icin cok sahane renkleri olan 2 tekstil kalemi getirmisti, biz de konusturduk tisörtleri valla. $ekil 1a'da görebilirsiniz. konser sirasinda desperados'larimiz zafer'den(bu hareketiyle uykulu unutkanligini tarihe gömdü:), fotograflarimiz ise (her ne kadar köln'de rana'yla konser izlemek gibi tasvip edilemeyecek bir davrani$a imza atmis olsa da:) emre'dendi. konser sonrasi kalacak yer sponsorlugunu da son kez sayin ezer yapti, "her birimizin ortalama iki$er kral arkadasi oldugu $u günlerde" kadroda yerini korudu. :)
neyse uzatmayayim, erkenden gidip en öne yerlestik. sahneye yakinligimizi galiba tarif edemeyecegim, $öyle söyleyeyim; durdugum yerden solistin mikrofon ayarini filan rahat yapabiliyordum, elimi uzatsam kizi tutuverecektim, nitekim önündeki sarki listesini alip üzerine ladino song bile ekledim bir ara ama yemedi hehe :) konser boyunca hop! zip! o kadar oynadik ki konserin sonunda muhabbet ettigimiz grup elemanlarindan lemez türk oldugumuzu ögrenince "zaten anlamistim alman olmadiginizi, cok oynadiniz :)" bile dedi. kemanci abla anna phoebe'nin canliligi ve avrupa yakasi'ndaki selin'in deli deli hareketlerine benzer tavirlariyla hastasi oldum. yari alman olduguna inanmak zor. ama ben de kendisinin yalancisiyim hehe, $akir $akir da almanca konu$uyor vallaha. solist abla alice icin ne diyecegimi bile bilmiyorum, hatunun gercek olduguna inanmak bile zor. bebek gibi bir cehre, melek gibi bir ses. allahtan erkek degilim diyor, kendisine buradan öpücüklerimi gönderiyorum. tabi her ne kadar hatunlari kadar olmasa da grubun erkek elemanlari icün de buradan toptan bir helal cekiyorum. hepsi birbirinden merdane, acayip tatli, acayip becerikli $ahislar. sözün özü bunlari bir daha görmezsem gözüm acik gidecegim.
aslinda konserde benim icin degisik bir ayrinti daha var. bu da benden baska kimseyi ilgilendirmez ya, bu sayfa da benden baska kimse icin degil zaten, hemen yaziyorum. eskiden böyle cok eglendigim, cok sevdigim yerlerde, mesela müzigini cok sevdigim bir grubu dinlerken, muhtesem bir manzara karsisinda, cok önemli bir olayi canli izlerken vs. hep icimde bir burukluk olurdu: "ke$ke $u da olsaydi, bu da görseydi" diye, hatta konserdeysem bu müzigi cok sevdigini bildigim bu $ahsi arar ona da dinletirdim. ($u veya bu yerine bir sevgili, dost, arkadas, abi, kuzen vs ismi gelebilir.) bu kez aklimin ucundan bile gecmedi böyle bir $ey, ta ki deniz salih'i arayip refugee'yi dinletene kadar, ki bu da konserin sonuna tekabül ediyor. anca o zaman aklima "aa böyle de bir $ey vardi dü$üncesi" geldi, fakat o "his" yine de gelmedi. i$te o eski ben, buna bile üzülürdü ama venom'a dönüsmekte olan yeni ranable'den böyle bir tavir beklemiyorum tabi. bir de üstelik ne$emden bir $ey eksilmedigi icin seviniyor muyum ne? bu da böyle bir animdir. bu husus aslinda kafami bir süredir kurcalayan bir odunla$ma hikayesinin parcasidir ama $u anda konuyla ilgili net bir yorum yapamayacagim. devamimi merakla bekliyorum.
of tokyo'da saat kac oldu ki ya?
tabi emegi gecenleri de burada anmak isterim. sponsorumuz serdar konser biletlerini aldi ama son anda bir zamanlama talihsizligine kurban gitti, böylece en kisa zamanda bir oi va voi konserinde daha boy göstermemiz icin gecerli bir sebebimiz de oldu. anil bey & deniz hanim sagolsunlar (iki ki$ilik ismi olunca insan acaba az zamanda daha cok is mi yapiyor diye düsünüyorum bazen. kiz $izofren olacak:) getirdigimiz beyaz tisörtlerin üzerine grubun ismini yazabilmemiz icin cok sahane renkleri olan 2 tekstil kalemi getirmisti, biz de konusturduk tisörtleri valla. $ekil 1a'da görebilirsiniz. konser sirasinda desperados'larimiz zafer'den(bu hareketiyle uykulu unutkanligini tarihe gömdü:), fotograflarimiz ise (her ne kadar köln'de rana'yla konser izlemek gibi tasvip edilemeyecek bir davrani$a imza atmis olsa da:) emre'dendi. konser sonrasi kalacak yer sponsorlugunu da son kez sayin ezer yapti, "her birimizin ortalama iki$er kral arkadasi oldugu $u günlerde" kadroda yerini korudu. :)
neyse uzatmayayim, erkenden gidip en öne yerlestik. sahneye yakinligimizi galiba tarif edemeyecegim, $öyle söyleyeyim; durdugum yerden solistin mikrofon ayarini filan rahat yapabiliyordum, elimi uzatsam kizi tutuverecektim, nitekim önündeki sarki listesini alip üzerine ladino song bile ekledim bir ara ama yemedi hehe :) konser boyunca hop! zip! o kadar oynadik ki konserin sonunda muhabbet ettigimiz grup elemanlarindan lemez türk oldugumuzu ögrenince "zaten anlamistim alman olmadiginizi, cok oynadiniz :)" bile dedi. kemanci abla anna phoebe'nin canliligi ve avrupa yakasi'ndaki selin'in deli deli hareketlerine benzer tavirlariyla hastasi oldum. yari alman olduguna inanmak zor. ama ben de kendisinin yalancisiyim hehe, $akir $akir da almanca konu$uyor vallaha. solist abla alice icin ne diyecegimi bile bilmiyorum, hatunun gercek olduguna inanmak bile zor. bebek gibi bir cehre, melek gibi bir ses. allahtan erkek degilim diyor, kendisine buradan öpücüklerimi gönderiyorum. tabi her ne kadar hatunlari kadar olmasa da grubun erkek elemanlari icün de buradan toptan bir helal cekiyorum. hepsi birbirinden merdane, acayip tatli, acayip becerikli $ahislar. sözün özü bunlari bir daha görmezsem gözüm acik gidecegim.
aslinda konserde benim icin degisik bir ayrinti daha var. bu da benden baska kimseyi ilgilendirmez ya, bu sayfa da benden baska kimse icin degil zaten, hemen yaziyorum. eskiden böyle cok eglendigim, cok sevdigim yerlerde, mesela müzigini cok sevdigim bir grubu dinlerken, muhtesem bir manzara karsisinda, cok önemli bir olayi canli izlerken vs. hep icimde bir burukluk olurdu: "ke$ke $u da olsaydi, bu da görseydi" diye, hatta konserdeysem bu müzigi cok sevdigini bildigim bu $ahsi arar ona da dinletirdim. ($u veya bu yerine bir sevgili, dost, arkadas, abi, kuzen vs ismi gelebilir.) bu kez aklimin ucundan bile gecmedi böyle bir $ey, ta ki deniz salih'i arayip refugee'yi dinletene kadar, ki bu da konserin sonuna tekabül ediyor. anca o zaman aklima "aa böyle de bir $ey vardi dü$üncesi" geldi, fakat o "his" yine de gelmedi. i$te o eski ben, buna bile üzülürdü ama venom'a dönüsmekte olan yeni ranable'den böyle bir tavir beklemiyorum tabi. bir de üstelik ne$emden bir $ey eksilmedigi icin seviniyor muyum ne? bu da böyle bir animdir. bu husus aslinda kafami bir süredir kurcalayan bir odunla$ma hikayesinin parcasidir ama $u anda konuyla ilgili net bir yorum yapamayacagim. devamimi merakla bekliyorum.
of tokyo'da saat kac oldu ki ya?
5 yorum:
cok eglenme sen! otur evde biraz, eglenen Rana olma. Isvec'e gel en kisa zamanda bi de. Sona bi de gezme! Bi de Alice abla muhtesem di mi? Benle evlenmez di mi?
benden de kendime bi talimat var : o göbegi de erit! ne o öyle?!
ozan bu da sana : ulen daha "protesto ediyorum, evlenmeyecem ben" demenin üzerinden 8 saat gecmedi $unu okuyorum, ne yanar döner adammissin :) evet alice abla yakar adami..
Duygusuz Rana nolacak. evet evet odunlasiyorsun muntazaman. :).
salihcim bildigin gibi muntazaman terbiyesizle$iyorum da, istersen ka$inma :))
amerikada saat kaç:_?
bilen far mı:_?
Yorum Gönder