şu böcekli rüyayi yazdigim son yazi var ya, onu 17 agustos'ta sabaha karsi yazmisim. şu sevilmeyen tarih. işte o gün efendi babam* öldü. rüyadan sonra ben tekrar uyumadan sabah oldu, kalkip toparlandim, bir gece önce karar verdigim gibi ucaga atlayip evin yolunu tuttum. 8'e dogru ucagim izmir'e inerken efendi babam da yola cikmis. ona yetisemedim ama bir saat degil, bir gün önce de gitsem komada görecekmisim onu. ucaktan inip dogrudan hastanenin yolunu tuttum, onu bir kez daha görüp veda edecek firsatim da oldu böylece. günlerce, belki aylar, yillarca sürecek bir vedanin baslangici oldu o ya da. diplomami aldigim gün, fransizca bir kitabi bastan sona okudugum, bir enstrümani güzel caldigim, bir insana minicik bir sey ögrettigim her gün o yanimda olacak. sacimi siki bir topuz yaptigimda gözlerim cekiklesince onun görse neselenecegini bilecegim, tek ayagimi bir tabureye uzattigimda, elimde tornavida cekic bir işe giristigimde, kulagima klasik müzik calindigi her an aklimda olacak.
ardi köyünden bir süper çocuk, bir süper dede olmuş. torunlari onunla gurur duyuyor.
* annemin babasina biz torunlarinin efendi baba dedigi yetmiyormus gibi, annannem de mösyö derdi (:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
cok üzüldüm kedi, cok...
iyi ki tanidim onu diyorum... taninmaliydi...
sariliyorum sana....
Yorum Gönder