30 Temmuz 2009 Perşembe

yeraltindan notlar II

* bazen kendimi lost'taki denyo doktor jack gibi hissediyorum. "a deep need to fix things and people around him" diye güzel özetlemis birisi. önüme cikan her arizayi tamir etmek zorunda degilim ki. "cözülmeli! hemen! simdi!" diye panik halinde her yolu denemem sacmalik.

* az önce annem ve ufuk teyzemle uzun uzun konustum. onlara yillardir o kadar az sey anlatmisim ki acik acik kirilgan yüzümü gösterince paniklediler sanirim. o yanimin orada oldugunu herkes biliyor ama hepimiz bilmiyor gibi yapiyoruz senelerdir. "altindan kalkamayacagim bir sey yok, sadece yanimda olun, sizin orada oldugunuzu ve bir kac gün sonra görüsecegimizi bilmek güzel" dedim.

bu olanlardan sonra isvec'e gitmekten cayacagimi düsündükleri icin bir yandan sevindiklerini bilip bozuluyordum aslinda. bunu bir firsat olarak görüyorlar gibi geliyor, ama bencillikten degil endiseden oluyor muhakkak. yine "senin yerin burasi" diyorlar ve buna gercekten inaniyorlar anlasilan. ben cok uzun zamandir yerimi bilmiyorum. ta ingiltere'ye gittigim zaman heimatlos olma duygusu girmisti icime zaten. onca yer gördükten sonra stockholm ile kendime bir yer buldum sanmistim ama kendimi kandirmisim herhalde.

* insanin yapmasi gerekenleri bilip bunlardan kacinmaya calismasi kadar berbat bir sey yok.

* $u halde sinava giremeyecegim, girsem de bir halt edemeyecegim acik. en azindan burada oldugum süreyi iyi degerlendireyim bari. eve gidip camasirlari yikamakla baslayabilirim. ama önce cevahir'e sarilip tesekkür edeyim. onlarin varligi her seyi o kadar degistiriyor ki, olmadiklarini düsünmek korkutucu.

Hiç yorum yok: