11 Temmuz 2013 Perşembe

3-5 kitap uğruna

özet geciyorum..  

bir okulda okuyorum. müdür bir gün kütüphaneyi kapatacagini ilan ediyor. birkac ögrenci olur mu öyle sey canim diyerek itiraz ediyoruz. pek sallamiyor. y"a ne itiraz ediyorsunuz, zaten bu kütüphaneden kitap aldiginiz mi vardi? kitaplari buradan alip baska kütüphaneye götürecegiz, kütüphanenin yerine de kantin acacagiz" diyor.

kütüphaneyi bosaltacaklari gün yaklasirken 3-5 ögrenci gelip kütüphanede nöbet tutmaya basliyoruz. kapatma günü geliyor, görevliler gelip kitaplarin kapaklarini sökerek, sayfalarini yirtarak kutulara doldurmaya basliyorlar. nöbet tutan birkac ögrenci "napiyorsunuz siz?" diyerek onlari durdurmaya calisiyor. o sirada kütüphanenin korunmasini isteyen bir kat muavini gelip görevlilerin karsisina dikiliyor. kitaplari biraktiriyor.

müdür israrci. "3-5 kitap icin olay cikartmayin, o kantin yapilacak" diyor. ilerleyen günlerde nöbet tutan ögrenciler okulun güvenlik görevlisi tarafindan tartaklaniyor, kütüphaneden zorla cikartilmaya calisiliyor. kat muavini de arada aldigi darbelerle hastanelik oluyor.

olaylar duyulunca daha cok ögrenci, bazi ögretmenler, kütüphane kolu, gezi gözlem kolu filan da arkadaslarina destek olmak icin kütüphaneye geliyorlar. tepkiler büyüyor. "madem kütüphane bu kadar kötüydü, neden bugüne kadar böyle kaldi? bu kütüphaneyi güncel, kullanisli, faydali olarak ögrencilere sunmak okul yönetiminin sorumlulugu degil mi?" diyorlar. hepsi beraber daha cok tartaklaniyorlar. disiplin cezasi alip okuldan uzaklastirilanlar oluyor. bunlar haksiz cezalardir diyen daha cok ögrenci, veli (anneler <3), ögretmen ve mahalle sakini olaya müdahil oluyor.

okul müdürü "ya orasi kantin olmasa da olur, harita odasi da yapabiliriz" diyerek kütüphaneyi bosaltmaya kararli. müdürün otoritesine karsi gelmenin yanlis oldugunu düsünen bir grup da "e iyi iste daha ne istiyorsunuz?" diye olaylari sakinlestirme cabasinda. müdür ve müdürden cok müdürcü bazi muavinler ögrencilerle "tamam oturun kütüphanenizde ellemiyoruz" diyip sonra yine güvenligi üstlerine saliyorlar. daha cok okulda, haksizliga ugrayanlara daha cok destek icin ögrenciler toplanmaya basliyor.  

tüm bu kargasa sürerken okul müdürü güvenlik görevlilerinin yaninda okulun delikanli genclerinin, bir takim belali tiplerin insanlari tartaklamasina göz yumuyor. isten cikarmakmis, okuldan atmakmis, disiplin cezasiymis, hic orali olmuyor, utanmasa bu ögrencilere takdir belgesi verecek. "yahu adam bana siddet uyguluyor" diyorum, "sen de müdürüne baskaldirmasaydin" diyor. "bak bunlar hep baska okullarin kiskirtmasi, okulumuzun güzellesmesini, basarili olmasini istemiyorlar" diyor. "gecen sene öss'de kac ögrencimiz üniversiteye girmisti halbuki" diyor. "ögrencilerin ezberci sistemle bir sey ögrenmeden, kagit üzerinde üniversite ögrencisi olmasi uzun vadede bize yaramaz ki" diyoruz, yine dayak yiyoruz.  

tepkiler sadece artiyor. is sadece kütüphane meselesi olmaktan cikiyor, "bak tuvaletler pis, ögretmenler yetersiz, ögrencilerin bazilari okula arabayla geliyor ama bazilarinin ayagina giyecek ayakkabisi yok", önce bunlari düzeltmek lazim diyenler ceza üstüne ceza aliyor, evlerine sonsuz kagitlar gönderiliyor, okuldan uzaklastiriliyor, isten atiliyorlar.  

müdür "bu okulda benim yönetimimden memnun olan bir ton ögrenci ve ögretmen var, o yüzden kesin sesinizi" diyor.  

ögrencilerin gözü cikiyor, kemikleri kiriliyor. ögrenciler ölüyor.  

ögrenciler ölüyor.  

ögrenciler ölüyor.    

cok sacma degil mi? degil. cünkü ögrenciler öldü.

Hiç yorum yok: