5 Temmuz 2013 Cuma

memleketimden insan manzaralari iv

11 haziran, izmir - istanbul'dan izmir'e nilto$ ve deniz abi'yle rahat ve sicak hat yolculugu yaparak variyoruz. aksam ilk is gündogdu meydani'na kosuyorum. kalabalik sasirtici derecede az. evet bir kalabalik var ama meydan dolu degil. davullu, apollölü 2 grup var. biri isci partisi flamalari, digeri izmir belediyesi flamalari, hepsi türk bayraklari tasiyor. sonradan ögreniyorum, her gün belirli bir saatte toplanip, belli bir saatte dagiliyorlar. mantikli tabi.

saat gec oluyor, iki grup da ertesi gün tekrar bulusmak üzere dagiliyor. grubun birinden ayrilanlar alsancak iskelesine dogru sloganlar atarak yürüyüse geciyor. elbette meydan bosalmiyor, cimlerde, deniz kiyisinda oturmus cigdem citleyen -bir izmir klasigi- ve ortalikta dolasan bir sürü insan var. cimlerde oturan birkac kadin ve bir kiz cocuguna ilisiyor, biraz sohbet ediyorum. kadinlardan biri "burayi az görünce sasirma, hafta ici insanlar buraya kadar gelmiyor ama bornova, buca, hatay, karsiyaka, her semtte ayri ayri sokaklar doluyor. taraftarlarin geldigi haftasonunu görmeliydiniz.." diyor. onlardan ayrilip yürüyen grubun paralelinden alsancak iskelesi'ne dogru yürüyorum.

gündogdu meydani ile alsancak iskelesi arasi da gezi parki gibi cadirkent olmus ama yogunluk daha az. bir yerde cimlere eski kitaplar serilmis, basinda iki genc var. "kitaplar ücretsiz, buyrun alin okuyun" diyorlar. insanlarin kimi kitap birakiyor, kimi aliyor. bir standa gerili brandaya projektörle hayat tv yansitilmis. kalabalik bir grup sessizlik icinde istanbul'da ve ankara'daki karisikligi takip ediyor. sloganli grup alsancak iskelesine kadar yürüyüp dagiliyor.

ben de gündogdu meydani'na en yakin konumda, en uctaki bar olan sunset'e oturuyorum. birami icerken firsat buldukca garsonlarla konusuyorum.

- siz meydana en yakin yerdesiniz, cok etkilendiniz mi?
- tabi. polisin müdahale ettigi gün burasi cok fena oldu. maskeli bir grup masa sandalyelerimizi alip yakti. kim olduklari belli degil. karsidaki akbank cok daha fena oldu.
(karsi kösedeki akbank tamamen panolarla örtülmüs. tahminimce cami filan kalmamis.)
- peki sikayetci misiniz?
- degiliz, normal göstericilere elimizden geldigi kadar da yardim etmeye calisiyoruz, tuvaleti kullandiriyoruz vs.
- peki cevre esnaf?
- eh herkes etkilendi ama pek kimse sikayetci degil..
- bu alkol yasasi sizi etkileyecek mi yoksa sadece tekel bayisi, bakkal gibi yerleri mi etkiliyor?
- simdilik sadece dükkanlari, bize etki etmeyecek. ama biliyoruz ki bu bir baslangic. gün gelir ucu bize de dokunur.

garson burada biraz durup sonra soruyor:
- yasanin yürürlüge girecegi tarihi duydunuz mu?
- hayir ne zamanmis?
- 9 eylül. bilerek yapiyorlar. aliniyoruz haliyle.
- ciddi misiniz? yahu koca devlet adami cocuk gibi inatlasir mi böyle?
- inatlasiyor iste..

biraz sonra bakiyorum cevre masalar ayaga kalkmis. uzaktan bir trompet sesi geldigini farkediyorum.  genc garsonlardan biri "dakka basi istiklal marsi okuyoruz" diyor, gülüsüyorlar. istiklal marsi okununca tekrar yerimize oturuyoruz. izmir'de asayi$ berkemal.

*****

15 haziran, cesme - emor babasina babalar günü hediyesi olarak beslemelik kuzu almak istedigi icin kazim aga'nin sürüsüne bakan dayilarin orada durakliyoruz. kazim aga gelene kadar dayilar bize cay ikram ediyorlar, biz de onlara sigara. oturup sohbet ediyoruz. biz tam birer sehir cocugu olarak cevremizdeki hayvanat zenginligiyle aklimizdan olmusuz. köpek, kedi, kirlangic, tavuk, sinek, böcek derken embesil gibi birbirimizi dürtüp dürtüp "aha bak bak yavrusuna yediriyor" gibi laflar ediyoruz. dayilardan biri denyo'yu tam zamaninda uyariyor: "kangali sevecegiz diye elinizi melinizi uzatmayin kapar valla". canli national geographic zevkli gelmis olacak ki emor'la belgin bunu sonraki hafta safaride aslan, kaplan, zürafayla filan tekrar etti. neyse..

caylari icerken konu nereden acildiysa erzurumlu dayi gülerek "3-5 agac icin memleket birbirine girdi" diyerek söze giriyor. laf arasinda dayi:

- aslinda orasi da pis bir yermis dediler. kokuyormus, deyince
- dayi yok öyle bir sey. bak biz hepimiz gittik gördük orayi. o kokuyormus diyenlerin bir tanesi bile gidip görüp de söylemediler ki o sözleri, kendileri de söylediler gitmediklerini, dedim.
- e basbakan televizyonda öyle deyince...
- basbakan bugün öyle der, yarin baska türlü der, sen bilmiyor musun dayi? dedim.
- dogru dogru, zaten öyle olmasa basbakan olmazdi. demirel iktidara gelmeden önce "bu benzinin litresi elli kuru$, siz satiyorsunuz birbucuk liraya. sizin allahiniz yok mu? bu nasil i$?" diye bas bas bagirirdi. hükümetin basina geldigi gibi basti zamlari, diye tatli tatli anlatiyor, gülüsüyoruz.

biraz sonra kazim aga gelip bize "bunlar sürü kuzusu, evde bakamazsin, durmaz. ip baglarsin kendini bogar, salarsin bir daha yakalayamazsin. sabaha kadar aglar, hem kendi perisan olur hem seni perisan eder" diyerek bir hayat dersi veriyor. elimiz bo$, götümüz ya$ eve variyoruz. yusuf dayim "aaa e o zaman kesmelik kuzu alsaydiniz, yerdik" diyor..

Hiç yorum yok: