7 Haziran 2010 Pazartesi

onur - stockholm

isvec'teki ilk hafta hemen hareketli basladi zaten ve su ana kadar da öyle gitti galiba. nadiren de olsa insanca seyahat etmek isteyip isvec'e germanwings ile uctuguma hala memnunum. ucakta da cok nadir olan bir sey oldu, yanima sohbeti ho$ birisi oturdu. alman, hatta bayernli dememek lazim inene kadar acayip güzel sohbet ettik. otobüs ile gidilebilecek ucuz ve uzun yolu degil arlanda express'i tercih ettigime de hala memnunum. nitekim haberim olmayan bir ögrenci indirimi varmis ve sevgili isve$liler biletimi degistirmeme seve seve yardimci olarak ülkeye adimimi attigim an yüzümü güldürdüler.

ilk günüm pazartesiydi, ben de misafir hazirligi olarak cali$tim.. ki misafirim geldiginde gezecek bol bol vaktimiz olsun. çok iyi de olmu$ çok güzel iyi olmu$ tamam mı? nitekim onur geldikten sonra yerimde oturdugum tek bir gün var, o da yine calismak zorunda olusumdan. nereleri gezdik, naptik filan fotograflara bakarak bir siralamaya calisayim. ha bu arada benim fotograf makinemi almanya'da unutmus olmam, onur'un da kendisininkini getirmemesi iyi mi oldu kötü mü emin degilim. kendi makinemin yanimda olmayisina bazen cok hayiflandim ama, olsaydi da japon turist havasina girip gördüklerimin bu kadar zevkini cikartamazdim belki. sonradan zigi sagolsun pesimden gönderdi makinemi de stockholm ve vaxholm'de güzel fotolar cekebildim. ama onlara daha sonra gelecegiz.

onur'la pazartesi (12.04) aksamüstü okulun kütüpanesinde ilk kez bulusup prof.m ile cene calarak sehir merkezine kadar gittik. ondan ayrildiktan sonra kisa bir tur atip $ikir $ikir bir mekanda bir seyler ictik diye hatirliyorum.
o: coook garip bir sey farkettim: stockholm, dortmund ve st. goar bulusmalarimizla ilgili olarak. ucunun de ortak noktasi biz ikimiz disinda bir kisinin daha hep orda olmasi. kim acaba? :)
r: ben prof. m ile yol masraflarini kiri$sam büyük kâra gecerim HA!
ondan önce ne yedigimizi hatirlamiyorum ama bak.. yemedim mi ya yoksa? yok canim?!
o: ilk yemek yedigimiz yer, sinemanin ordaki  garsonun turk ciktigi yerdi. sen bi sandvic yemistin sanki.
r: dogru, ben burger yemistim. bir de türk abi $ikir $ikir almancasiyla $a$irtmi$ti beni.
fotograflara bakilirsa ertesi gün onur otelindeki kiral dairesini birakip esyalarini getirip bana biraktiktan sonra belediye binasini ve gamla stan'i gezmisiz. belediye diyince de ne dandik duruyor, stadshuset diyim bari. en iyisi siz resme bakin. o günden en net parlamentonun oralarda dona dona benim sigara keyfimi bekledigimizi ve harita üzerinde ne nedir muhabbeti yaptigimizi hatirliyorum.

sonraki gün, carsamba da, skansen'i ve vasa'yi gezdik. skansen'de türlü heyvanatla icli disli olduk. zaten tüm seyahat boyunca böyleydi bu. skansen'in highlight'i sanirim elinde palamut $eysiyle ($u anda beynimin durmasindan mütevellit emin olmak icin "palamut agac miydi, balik miydi" diye sordum orta yere, babam uykusunda "ikisi de var" diye cevap verdi.) ko$arken önümüzde durup saniyelerce bize bakan, tam fotografini cekecekken firlayip toz olan sincapcikti. bir de bankta oturdugumuz yer. oralardaki sami köyünde onur'dan "hayat"in anlamini ögrendim. heyecanlanmayin hemen ya, balkon gibi, teras gibi biseymis heheh.

vasa'nin kendisi canim cigerim zaten (: bu arada artik ben de bir cok vasa vänner'den biriyim. yani vasa'nin bir arkadasiyim. yillik kartimi aldigim icin artik iceri elimi kolumu sallaya sallaya girmeme, hatta bir misafirimi indirimli getirmeme izin veriyorlar. ben de sizi seviyoruumm.. o gün onur icerde rehberle gezerken ben ozan'la basladigim resme devam ettim. sonra vasa'nin kafesi erken kapandigi icin mola verip bir seyler icmek icin disari ciktik fakat geri dönmedik. burdan kendisinden (vasa'dan) özür diliyorum. ki sonradan kendimi affettirmek icin 2 kere daha firsatim oldu zaten.

fotograflar beni yaniltmiyorsa (not enough memory) ertesi gün de sehrin biraz disindaki drottningholm sarayi'na gittik. yolculuk oldukca rahatti, sarayin cevresi de gayet güzeldi ama saray ziyarete kapaliydi. zaten $u birkac haftada isvec'te mayisa kadar hayatin baslamadigini iyice kavradim. ordan aklimda kalanlar yanli$ topa giri$im, gandalf asam, sarayin biraz gerisindeki kulenin dibine oturup müzik dinleyisimiz, o kulenin duvarindaki yazilar ve sarayin kirik camlari.

cuma benim calismam gerektigi icin onur öglene dogru armémuseum'a ve moderna museet'e gitti tek basina. fotograflara bakilirsa baya eglenmis. ilkinde vikinglerle ilgili pek düdük bir kac parca esyadan baska bir sey olmayisina sasirmis. müzenin orasina burasina denenmesi icin koyulan türlü türlü savas kiyafetini giyip defile yapmis. ikinci müzede fotograf cekmenin yasak oldugunu cikmaya dogru farketmesi de gayet isabet olmus. cikista da bir takim martilarla ahbaplik etmis.

bitti mi sandiniz? HA! HA!

Hiç yorum yok: